FONKSİYONALİZM AKIMI: “BİÇİM İŞLEVİ İZLER!”

18 Haziran 2021

Binaların sadece amaçlarına göre tasarlanması gerektiğini savunan bir prensip olan Fonksiyonalizm (İşlevsellik) akımı, Amerikalı mimar Louis Sullivan tarafından kullanılmış bir slogan olan “Biçim İşlevi İzler” (Form follows function.) düşüncesine dayanır ve çağdaş mimarinin en önemli temel tasarım ilkelerindendir.

Fonksiyonalizm, pratik işlevlere çözüm arar ancak işlevselliği yerine getirmiş sağlam bir yapının mimari değerinin belirlenmesinin kriteri, estetik değeridir. İşlevselliği ve estetiği aynı formda birleştirebilmiş mimari yapılar, fonksiyonalizm akımına dahil olmayı başarmıştır.

Fonksiyonalizmin ilk örneklerine rastlanılan Vitruvius’ta mimarlığın üç klasik koşulu vardır. Latince “kullanışlılık” anlamına gelen “utilitas”, “güzellik” anlamına gelen “venusta” ve “sağlamlık” anlamına gelen “firmitas”. Fonksiyonalizm akımı bu koşulları yerine getirerek mimari yapılarda pratik işlevler sunar.

Fonksiyonalizm; işlevselcilik ya da yapısal işlevselcilik olarak adlandırılan çağdaş mimari akım, William James, Jhon Dewey gibi isimler tarafından ortaya çıkarılmıştır ve mimari yapıların toplumdaki herkesin bir görevi olduğu düşüncesinden hareketle tasarlanması gerektiğini savunur. Bu düşünceye göre, mimari yapıların da görevlerine uygun tasarlanmalıdır.

“Oluşturulan yapı ya da eserin bireye fayda sağlaması gerektir. Sadece estetik zevk için oluşturulan yapı ya da eserlerin bir değeri yoktur.” prensibini benimsemiş olan fonksiyonalizm, yapıların kişilerin isteklerine ve ihtiyaçlarına uygun şekilde tasarlanmasını amaçlar.

İç gözleme önem vererek tasarımlarını gerçekleştiren Fonksiyoncu mimarların tasarladığı yapılar, vereceği hizmete uygun, sade, kullanışlı, eyleme ve faydaya önem veren mimari yapılardır.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan değişimler sonucunda “yeni ve daha iyi bir dünya inşa etme” arzusuyla yeniliğe açık bir ortamda ortaya çıkan Fonksiyonalizm, modern çağın en önemli mimari akımlarından biri oldu.

Çıktığı ortamdan etkilenerek hümanizm ve sosyalizmden beslenen fonksiyonalizm için mimari tasarımlarda belirtmiş olduğumuz özellikler yeterli değildir. İşlevselliğin ve sadeliğin yanında, fonksiyonalizme ait bir mimari yapı aynı zamanda kişilerin yaşam kalitesini arttıracak fiziksel olarak daha geniş, ferah ve rahat ortamlar sunmalıdır.

Avrupa’da en çok Çekoslavakya, Almanya, Hollanda ve Polonya’da; 1930 yıllından itibaren de İskandinavya ve Finlandiya’da etkisini gösteren Fonksiyonalizm, süslemeyi reddederek tasarımdaki bütünlüğü yeni bir estetik anlayışı olarak ortaya koydu.

Le Carbusier ve  Miess van der Rohe, Fonksiyonalizm akımından etkilenmiş iki büyük mimardır. İki mimarın da eserleri incelendiğinde, fonksiyonalizm akımını benimsedikten sonraki eserleri ile önceki eserleri arasındaki farklar net şekilde görülebilir. Fonksiyonalizm yaklaşımını çok iyi benimsemiş olan bir diğer mimar ise Villa Savoye olmuştur.

Eber Mimarlık olarak, yılların getirdiği tecrübe ile sağlığı inşa etmek üzere tasarladığımız tüm binaların, amacına hizmet etmesi için fonksiyonalizmi benimsedik. Modern teknolojiyi yakından takip ederek odağına insanı koyduğumuz mimari anlayışımızla tasarladığımız sağlık yapılarında, işleve, kullanım rahatlığına ve yapının ferahlığına önem veriyoruz. Çünkü sizi ve sağlığınızı önemsiyoruz. Amacına uygun olarak tasarlanmış işlevsel ve modern sağlık binaları size değer!